7 Ağustos 2018 Salı

Anıl Çeçen Kırım-Kafkas-Hazar'ı anlattı. -"18 Mayıs 2014 Pazar günü; Ankara Batı Kent’de Meral Okay Eğitim Kültür Vakfı’nda, Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun davetlisi olarak teşrif eden Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN "Kırım-Kafkasya-Hazar” konulu konferans vermiştir.

Prof. Dr. Anıl Çeçen Kırım-Kafkas-Hazar'ı anlattı
18 Mayıs 2014 Pazar günü; Ankara Batı Kent’de Meral Okay Eğitim Kültür Vakfı’nda, Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun davetlisi olarak teşrif eden Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN "Kırım-Kafkasya-Hazar” konulu, çok büyük bir ilgi, merak ve heyecanla izlenen bir konferans vermiştir. 
KOFERANS
18Mayıs Pazar günü; Ankara Batı Kent’de Meral Okay Eğitim Kültür Vakfı’nda,Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun davetlisi olarak teşrif eden Prof.Dr. Anıl ÇEÇEN “Kırım-Kafkasya-Hazar” konulu konferans vermiştir. İlgiyle izlenen konferansında Anıl hoca “küresel güçlerin” bu coğrafyadaki oyunlarınıanlatmıştır.
“Osmanlı İmparatorluğunun yıkılış süreci Kırım savaşı ile başlamıştır.”
Cümlesindeki tespitinin devamında, ikinciKırım harbinin Türkiye için ağır bir plan içerdiğini vurgulamıştır. “KuzeydekiRus İmparatorluğunun yavaş yavaş Balkanlar ve Kafkaslar üzerinden güneydekisıcak denizlere doğru inmeye başladığı bir aşamada, İngiltere ve Fransa devreyegirerek, merkezi coğrafyada batı üstünlüğünü tesis etmek üzere harekete geçmişlerdir.Tarihin tam bu aşamasında, Rusların önünü kesmek üzere İngiltere ve Fransaimparatorlukları Osmanlı devletini Rusya’ya karşı savaşa zorlamışlar ve budoğrultuda Osmanlı’ya kredi açarak, bu büyük devleti borç batağınasürüklemişlerdir.
“Moskofdüşmanından kendisini kurtarmak isteyen Osmanlı devleti, batılı emperyalistlerekanarak oyuna gelmiş ve Kırım savaşına girmek üzere batılı ülkelerden borç paraalarak savaşa girmiştir. Çöküş sürecindeki bir devlet olarak Osmanlı böyleceborç batağına sürüklenerek yarı sömürge konumundaki devlet durumuna düşürülmüşve daha sonra da borçların tasfiyesi doğrultusunda, Düyunu Umumiye rejimiuygulanarak imparatorluğun tarih sahnesinden silinmesi gerçekleştirilmiştir.
“Osmanlıİmparatorluğunun yıkılışından tam yüz yıllık bir zaman dilimi geçtikten sonrayeniden Kırım sorunu ortaya çıkarılmakta ve bu doğrultuda, tıpkı Osmanlıyaoynanan oyunda olduğu gibi dünyanın merkezi devleti olan Türkiye Cumhuriyeti,Rusya Federasyonuna karşı batı destekli bir senaryo ile kullanılmakistenmektedir.
“BirinciKırım savaşının Osmanlı’yı yıkılışa götürdüğü gibi, ikinci Kırım savaşının onunyerini alan Türkiye Cumhuriyetini savaş süreciyle beraber yok olmaya doğrugötürebileceği görülmektedir.
“Dünyaharitasının kuzey kısmını bütünüyle kapsayan Rusya, ne zaman sıcak bölgeleredoğru güneye inmeye kalksa, ilk olarak adım attığı yer Kırım olmuş ve buyarımada üzerinden geliştirdiği savaş ve yayılma stratejileri ile batılıemperyalistlere karşı sıcak denizlere doğru yol almıştır. Asıl hedef olarakAntalya’yı ele geçiremeyen Rus İmparatorluğu Ortodoks bağlantısıyla güneyKıbrıs’a yerleşmiştir.
“Ukraynalıbir Musevi olarak Kruşçev Sovyetler Birliğinin başbakanı olunca, Ukraynadevletinin kuruluş yıldönümünü bahane ederek I954 yılında Kırım’ı RusyaFederasyonundan alarak Ukrayna devletine vermiştir. Küresel dengelerin gündemegetirdiği Sovyetler Birliği gibi bir yapılanma içerisinden Rusların elindenalınan Kırım’dan Rusya Federasyonu hiçbir zaman vazgeçmemiş ve son gelinennoktada ortaya çıkan yeni durumdan yararlanarak ve bir oldubitti yaratarak buyarımadaya uluslar arası hukuku ve karşılıklı olarak imzalanmış olan uluslararası antlaşmaları hiçe sayarak, tarihten gelen bir Türk yurdu olan Kırımyarımadasını yeniden işgal etmiştir.
“Geçmiştengünümüze doğru yolculuk yaparsak:
“Ruslarınve Arapların saldırıları karşısında Altınordu devleti çökertilince, ortayabağımsız hanlıklar çıkmıştır. Bu aşamada bağımsız bir Kırım hanlığı kurulmuş veböylece Türklerin Kırım ile tarihsel birlikteliği geleceğe dönük bir biçimdekurumsallaştırılmaya çalışılmıştır.
“Onsekizinci yüzyılda güçlenen Rus Çarlığı Kırım’ı Çariçe Katerina zamanında işgalederek, bu yarımada üzerindeki Türk devleti olarak Kırım hanlığına sonvermiştir. On dokuzuncu yüzyılda Kırım üzerinde Rus ağırlığı artırılmış veyarımadanın nüfus yapısını değiştirmek üzere kuzey bölgelerinden getirilenRuslar, Tatarların yanı sıra Kırım’a yerleştirilmişlerdir
“ İkinci dünya savaşısırasında Hazar bölgesini fethetmeye yönelen Hitler orduları önce Kırım’agelmişler ve bu yarımadaya yerleşerek, Volga kıyılarında yapılan Stalingradsavaşlarını yürütmüşlerdir. Bu aşamada Almanlar ile işbirliği yapan Tatarlar,diğer Kafkas kavimleri ile birlikte işgalci Rus emperyalizmine karşı Almangücünden yararlanarak, daha bağımsız bir düzen peşinde koşmanın cezasını Stalinrejiminin sürgün uygulamaları ile ödemek zorunda kalmışlardır. Yarım milyonayakın bir Kırım nüfusunu Ruslar ülkenin değişik bölgelerine dağıtarak, zorunlubir göç uygulamasıyla Tatarları soykırıma tabi tutmuşlardır.
“Sosyalistrejim sırasında beş yüz bin civarında Kırımlı Türk yarımada dışınaçıkartılırken, ülkenin nüfusunu değiştirmek üzere zengin Ruslar’ın bu ülkeyeyerleşmeleri devlet politikaları ile desteklenmiştir.
“Hazardöneminden bu yana Tatarlar ile birlikte hareket eden bölgedeki Musevitoplulukları da, Rus emperyalizmine direnerek hem adadaki varlıklarınıkorumaya, hem de bu yarımadayı gelecekte İsrail’in alternatifi olabilecek birçizgide ikinci bir Yahudi devletinin ülkesi haline dönüştürmeye çalışıyorlardı.İsrail devletinin üçüncü kez dağılması riskine karşı, Rusya ve UkraynaYahudilerinin Kırım’da bir yeni İsrail devleti kurma plan ve projeleri ilehareket ettikleri ve bu yüzden de Ruslar ile zaman zaman karşı karşıya gelerekçatışma içine girdikleri görülmektedir.
“Tatarlarınbir kısmının Musevi olması Yahudiler ile Tatarlar arasında yakınlaşma sağlamış,böylece bu iki topluluk Rus milliyetçiliğine ve emperyalizmine karşı dayanışmaiçerisinde direnerek, varlıklarını bugüne kadar korumuşlardır. Ayrıca dünyayıyönlendiren Musevi lobileri içerisinde Hazar kökenli temsilcilerin etkin birbiçimde bulunması da Tatarların Ruslara karşı direnişinde önemli ölçülerdedestek sağlamıştır.
“BirinciDünya Savaşı sonrasında çizilmiş olan dünya haritasında bir tampon devletolarak yer alan Ukrayna‘nın yavaş yavaş bu durumundan çıkarak, Rusya ve Avrupaarasında bir çekişme alanına dönüşmesiyle birlikte, Kırım’ın bu ülkeden kopmasıgerçekleşmiştir. Rusya’yı Avrupa’dan uzak tutmak için yaratılan bu büyük tampondevlet, soğuk savaş sonrasının sıcak çekişme ortamına daha fazla dayanamayarak,dağılmaya doğru pupa yelken bir gidiş sergilemiştir.
“RuslarAvrupalı olmak için mücadele ederlerken, Asya kıtasına arkalarını dönmüşler,Rusya’nın Asya toprakları üzerinde yaşamakta olan Türk ve Müslüman topluluklarındanuzaklaşma noktasına gelmişlerdir. Bu aşamada Kırım ters bir örnek olarakgündeme gelince, hemen bu ülkenin nüfus yapısının değiştirilmesine öncelikverilmiştir. Orta Asya ülkelerinde yaşamakta olan yarım milyondan fazlaTatar’ın Kırım’a dönmesine izin vermeyen Rus emperyalizmi, Kırım’ıRuslaştırarak, Karadeniz’in tam ortasındaki bu yarımada üzerinden güneye doğruyeni bir sefere doğru yönelmiştir.
“Tatarlarınbulundukları ülkelerde çeşitli gruplar halinde örgütlü olmaları ve özelliklebüyük batı ülkelerinde güçlü lobilere sahip olmaları yüzünden, Ruslara karşıgiderek yayılan bir tepki rüzgârı bütün dünya ülkelerinde yayılmıştır.
“Tatarlobileri hızlı hareket ederek, batılı ülkelerin Rus devletine karşı serttepkiler göstermesinin önünü açmışlardır. Rus devletine karşı birçok batılıdevlet yaptırım uygulamasına giderken, özellikle ekonomik alanda Rusya’yı güçdurumda bırakabilecek bazı ambargo kararlarının uygulanması da gündemegelmiştir. Avrupa Birliği ekonomik ilişkileri keserken, NATO, barış içinortaklık uygulamasını bir süre için durdurabilmiştir.
“Sosyalistsistem sonrasında çok kısa zamanda çok zengin bir ülke konumuna gelen RusyaFederasyonu, geçmişten gelen emperyal politikalar ile bir yerleregidilemeyeceğini, batılı ülkelerin gösterdiği tepki ve ambargo uygulamaları ileanlamak durumunda kalmıştır. Rusya’nın bazı uluslar arası birliklerdençıkartılması ya da uluslar arası protokollerin uygulama alanının dışındabırakılması gibi, ağır düzeydeki tepki yapılanmaları, zamanla devreye girmiştir.
“Geçenyıla kadar Orta Doğu’da İsrail merkezli estirilen rüzgârlar, Suriye savaşıüzerinden İran’a yönelik bir üçüncü dünya savaşı çıkartma komplosunadayanıyordu. Ne var ki, İslam dünyasına karşı açılacak olan bu savaşınarkasında İsrail’in bulunması ve Hıristiyan batı dünyasının böylesine birSiyonist plana alet edilmesi girişimleri karşısında, Vatikan Hıristiyanlıkaçısından kutsal bölge olarak görülen Suriye’de bir savaşa girişmeyi uygungörmemiş ve bu durumun uzantısı olarak Amerika Birleşik Devletleri Irak’tadüştüğü hataya sürüklenmeyerek Suriye savaşına kalkışmamıştır. Bir dünya savaşıisteyen büyük lobiler, bu doğrultuda olayları tırmandırırken, ABD tam buaşamada Rusya Federasyonu ile yeni bir diyalog oluşturarak Orta Doğu savaşınıönlemiştir.
“KırımRusya’ya ikram edilmiştir.
“Rusişgali öncesinde bin yıllık Türk vatanı olan Kırım yarımadası, Rusemperyalizminin yeni yaşam alanı olarak kuzey hegemonyasının denetimi altınagirmiştir.
“Rusya’dayaşamlarını sürdürmekte olan Tatarların ancak üçte biri dönme şansını eldeederken, Kırım nüfusu içerisinde ancak yüzde on beşlik bir ağırlık eldeedebilmişlerdir. İki milyona yakın insanın yaşadığı bu ülkede yüzde on beşlikbir nüfus ağırlığı ile yeniden Tatarların Kırım hanlığı dönemine geri dönebilmelerimümkün görünmemektedir.
“Tatarlarınbütün boyları bir araya gelseler bile, Kırım toplumunun yenidenTürkleştirilmesi mümkün görünmemektedir, ama Moskova baskısı ile zamaniçerisinde bütün Kırım nüfusunun Ruslaştırılabileceği de açık bir ihtimal olarakortaya çıkmaktadır.
“Küreselleşmenintırmandırıldığı aşamada, ABD eski Sovyet alanındaki üç ülkede turuncudevrimleri destekleyerek Rusya’yı çevirme harekâtına kalkışmıştı. Ne var ki, budurumu anında değerlendiren Rusya’da hemen yakın çevre doktrinini ilan ederek,eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki geçmişten gelen haklarını koruyacağını vegerekirse bu ülkelere girerek ya da dışarıdan müdahale ederek, kendisineyönelik tehditleri önleyeceğini resmen ilan etmişti. Bir yanda ABD Ukrayna,Kırgızistan ve Gürcistan’daki turuncu devrimler ile Rusya’yı yeniden kuzeybölgesine hapsetmeye çalışırken, Rusya kendisi için örülmekte olan yeni demirperdeyi yıkıp atma doğrultusunda yakın çevre doktrini ile geleceğe doğruhazırlık yapmaktaydı. Rusya’nın kararlı tutumu sayesinde önce Ukrayna’da, dahasonraları da sırasıyla Kırgızistan ve Gürcistan’daki turuncu devrimlerçökertilerek bu ülkelerde Rusya’ya yakın duran yeni iktidarlar işbaşınagetiriliyordu.
“RusyaABD ile turuncu devrimler üzerinden hesaplaşırken, Putin üç kez güney Amerikakıtasına giderek Brezilya, Venezüella ve Bolivya rejimlerini Amerikanemperyalizmine karşı destekliyor ve böylece ABD’nin arka bahçesindeki geçmiştengelen hegemonyasına son verdiriyordu.
“Komünizmibatı ülkelerine ihraç edemeyen Rusya, küreselleşme dönemine geçildikten sonrabu kez yer altından petrol ve doğal gaz ihraç ederek kısa zamanda dünyanın öndegelen zengin ülkesi konumuna geliyordu. Yeni aşamada, ısınmak için nükleerenerjiden vazgeçen Avrupa ülkeleri ısınma sorununu Rusya’nın yardımları ileçözmeye yöneliyordu. Bu nedenle, Ukrayna bir terminal ülke konumuna geliyor vesürekli olarak Avrupa ile Rusya arasında kalarak petrol ve doğalgaz sorunununkilit ülkesi olarak öne çıkıyordu.
“Kırım sorunu, yeni ortaya çıkış biçimiile, dünyayı beş yüz yıl yönetmiş olan Avrupa kıtasını altüst ediyor ve batıuygarlığının beşiği olan bu bölgeden Kırım sorunu ile ilgili doğru dürüst birses, ya da yaklaşım ortaya çıkamıyordu.
“İkidünya savaşı sonrasında kurulmuş olan yenidünya düzeninin çıkış noktası daKırım yarımadasıdır. Böylesine önemli bir ülke olan Kırım’ın bugünü vegeleceği, dünyanın içine gireceği yeni yapılanma açısından önem taşımaktadır.
“KırımlılarUkrayna çatısı altında sorunsuz ve güvenlik içinde yaşarken, birden dışarıdankışkırtılan olaylar zinciri ile, bu ülkeden ayrılma ve emperyalist bir işgalile başkasına katılma noktasına geldikleri için, gelinen nokta tümüyle hukukaaykırı bir durum göstermektedir. Kosova’nın Sırbistan’dan koparılmasına benzerbir durum Kırım’ın Ukrayna’dan koparılması aşamasında yaşanmaktadır. Kosova’daemperyalist ABD kazançlı çıkarken, Kırım’da da bir başka emperyalist devletolarak Rusya kazançlı çıkmaktadır.
“Kırımsorununun Birleşmiş Milletlere taşınarak her yönü ile tartışılması ve bukurumun çatısı altında yayınlanmış olan uluslar arası hukuk belgelerine uygunbir çözüm üretilmesi gerekmektedir.”
“Buhengâmede biz Kafkaslılara yakışan onun veya bunun adamı, maşası olmak değil,Milli Mücadele yıllarında olduğu gibi kuvvayı milliyeci tavrımızla TürkMilletinin ve devletinin yanında olmaktır…”
Abdullah Ş.Bedirhan / Sagduyuhaber.com özel haber

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder