
Kemalist Yazar
Hüsnü MERDANOĞLU
Ülkemizin yetiştirdiği saygın bilm adamlarından Prof. Dr. Anıl Çeçen, çağrılı olarak gittiği TBMM İnsan Hakları Komisyonunda 11 Ocak 2012 günü bir konuşma yapmış, ertesi gün kimi yayın organlarında ve Internet ortamında, Sayın Çeçen’e yönelik bir linç girişiminin başlatıldığı gözlenmiştir.
Sayın Anıl Çeçen’e yönelik çarpıtılmış yayınlarda şu cümleler dikkat çekici olmuştur:
“İnsan hakları hocası, insan haklarından sınıfta kaldı.”
“İnsan haklarına sahip çıkalım ve böyle ırkçılara insan hakları derslerini verdirtmeyelim.”
“Ulusalcı-Kemalist hocalar söz konusu ise düşünmek gerekir.”
“YÖK niye susuyor?”
“Halkı birbirine karşı nefret duymaya teşvik eden, bu anlayışa karşı savcıları göreve çağırıyorum.”
“Anıl Çeçen’le insanlığı tartışmam”.
Tarafsız ve sorumlu gazeteci anlayışına yaraşır olarak Anayurt gazetesinin Internet sitesinde (http://www.anayurtgazetesi.com/“GÜNCEL DİZİ” bölümünde) söz konusu Komisyon tutanakları yayınlandıktan sonra, anlaşıldı ki; tüm saldırı, eleştiri ve yargısız infaz girişimleri, tutanaklar okunmadan peşin hükümle yapılmıştır.
Örneğin; Prof. Dr. Anıl Çeçen söz konusu konuşmasında;
“Hak ve özgürlükler, küresel emperyalizm tarafından kullanılmakta ve istismar edilmektedir” dediği için mi sınıfta kalmıştır ya da ırkçıdır?
Yoksa; “İncirlik Üssü'nün kurularak İsrail'in Türkiye'den Arap ve İslam dünyasına karşı kurulduğunu görüyoruz ki, Çekiç Güç de aynı şekilde uluslararası hukuka aykırı bir şekilde kurulmuştur.” vurgusunu yaptığı için mi, insan hakları dersi vermemelidir.
“İsrail varsa bu İncirlik Üssü sayesinde vardır. Bugün ikinci bir İsrail Kuzey Irak'ta kuruluyorsa, bu Çekiç Güç sayesindedir.” tespitinden dolayı mı YÖK’e şikâyet edilmektedir.
“O bölge halkının Türkiye Cumhuriyeti devletini düşman görmesinin yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü burada eğer böyle bir devlet varsa, bu oluşumunda, verilen Ulusal Kurtuluş Savaşı, Güneydoğu halkıyla, Doğu Anadolu halkıyla batı Anadolu halkının ortak hareket etmesiyle verilmiştir ve o nedenle, Birinci Dünya Savaşı sonrasında bir imparatorluğun çöküşünden sonra böylesine bir büyük devlet” kurulmuştur dediği için mi! Ya da bölge halkından “kardeşlerimiz” diye söz ettiği için mi ! savcılar göreve çağrılmaktadırlar.
“Orta Doğu tarihine baktığımız zaman, bu coğrafya dışarıdan gelen, bölge dışı güçlerin bu coğrafyaya egemen olma noktasında, terörün beraberinde ortaya çıktığını ve kullanıldığını” söylediği için mi ! kendisi ile insanlığı tartışmamak gerekiyor?
**
Sayın Anıl Çeçen’e yönelik kimi yazarların linç girişimlerini, Kemalizm’e ve Kemalizm’in savunucularına yönelik art niyetlerine yormak ve anlamak mümkündür. Ancak, kimi köşe yazarlarının ve İnsan Hakları Komisyonundan tutanakları alabilecek, okuyup anlayabilecek durumda olanların, tutanakları okumadan, yargısız infaz girişiminde bulunmalarını anlayabilmek için; “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olma” çabasında olanların, gerçek niyetlerini anlamak gerekir.
Ülkemizin yetiştirdiği saygın bilm adamlarından Prof. Dr. Anıl Çeçen, çağrılı olarak gittiği TBMM İnsan Hakları Komisyonunda 11 Ocak 2012 günü bir konuşma yapmış, ertesi gün kimi yayın organlarında ve Internet ortamında, Sayın Çeçen’e yönelik bir linç girişiminin başlatıldığı gözlenmiştir.
Sayın Anıl Çeçen’e yönelik çarpıtılmış yayınlarda şu cümleler dikkat çekici olmuştur:
“İnsan hakları hocası, insan haklarından sınıfta kaldı.”
“İnsan haklarına sahip çıkalım ve böyle ırkçılara insan hakları derslerini verdirtmeyelim.”
“Ulusalcı-Kemalist hocalar söz konusu ise düşünmek gerekir.”
“YÖK niye susuyor?”
“Halkı birbirine karşı nefret duymaya teşvik eden, bu anlayışa karşı savcıları göreve çağırıyorum.”
“Anıl Çeçen’le insanlığı tartışmam”.
Tarafsız ve sorumlu gazeteci anlayışına yaraşır olarak Anayurt gazetesinin Internet sitesinde (http://www.anayurtgazetesi.com/“GÜNCEL DİZİ” bölümünde) söz konusu Komisyon tutanakları yayınlandıktan sonra, anlaşıldı ki; tüm saldırı, eleştiri ve yargısız infaz girişimleri, tutanaklar okunmadan peşin hükümle yapılmıştır.
Örneğin; Prof. Dr. Anıl Çeçen söz konusu konuşmasında;
“Hak ve özgürlükler, küresel emperyalizm tarafından kullanılmakta ve istismar edilmektedir” dediği için mi sınıfta kalmıştır ya da ırkçıdır?
Yoksa; “İncirlik Üssü'nün kurularak İsrail'in Türkiye'den Arap ve İslam dünyasına karşı kurulduğunu görüyoruz ki, Çekiç Güç de aynı şekilde uluslararası hukuka aykırı bir şekilde kurulmuştur.” vurgusunu yaptığı için mi, insan hakları dersi vermemelidir.
“İsrail varsa bu İncirlik Üssü sayesinde vardır. Bugün ikinci bir İsrail Kuzey Irak'ta kuruluyorsa, bu Çekiç Güç sayesindedir.” tespitinden dolayı mı YÖK’e şikâyet edilmektedir.
“O bölge halkının Türkiye Cumhuriyeti devletini düşman görmesinin yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü burada eğer böyle bir devlet varsa, bu oluşumunda, verilen Ulusal Kurtuluş Savaşı, Güneydoğu halkıyla, Doğu Anadolu halkıyla batı Anadolu halkının ortak hareket etmesiyle verilmiştir ve o nedenle, Birinci Dünya Savaşı sonrasında bir imparatorluğun çöküşünden sonra böylesine bir büyük devlet” kurulmuştur dediği için mi! Ya da bölge halkından “kardeşlerimiz” diye söz ettiği için mi ! savcılar göreve çağrılmaktadırlar.
“Orta Doğu tarihine baktığımız zaman, bu coğrafya dışarıdan gelen, bölge dışı güçlerin bu coğrafyaya egemen olma noktasında, terörün beraberinde ortaya çıktığını ve kullanıldığını” söylediği için mi ! kendisi ile insanlığı tartışmamak gerekiyor?
**
Sayın Anıl Çeçen’e yönelik kimi yazarların linç girişimlerini, Kemalizm’e ve Kemalizm’in savunucularına yönelik art niyetlerine yormak ve anlamak mümkündür. Ancak, kimi köşe yazarlarının ve İnsan Hakları Komisyonundan tutanakları alabilecek, okuyup anlayabilecek durumda olanların, tutanakları okumadan, yargısız infaz girişiminde bulunmalarını anlayabilmek için; “bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olma” çabasında olanların, gerçek niyetlerini anlamak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder